Leke, deri renginde koyulaşmayı ifade eden genel bir terimdir. Hiç şüphesiz en küçüğünün bile moralimizi bozmaya yettiği cilt lekeleri lokalize ya da yaygın olabilir. Çoğu kez iyi huylu bir durum olmasına rağmen bazen altta yatan önemli bir hastalığın ya da deri kanserinin göstergesi de olabilir.
Deride leke ile seyreden hastalıklar oldukça yaygın görülmektedir. Güneş ışınları, hormonlar, çeşitli ilaç ve kozmetikler leke oluşumunda sık suçlanan nedenlerdir. Ayrıca travma ve çeşitli deri hastalıklarına cevap olarak da oluşabilir. Uzman ellerde yapılmayan lazer ve kimyasal soyma tedavileri de lekeye neden olabilir.
Genel olarak en sık rastlanan cilt lekeleri; çiller, güneş lekeleri, gebelik lekeleri (melazma), çeşitli kozmetiklere ve bitkilere bağlı gelişen lekeler, sivilce ve cilt yaralarından sonra oluşan lekelerdir. Ancak bazen cilt lekeleri, deri kanserinin bulgusu olarak da karşımıza çıkabilir. Özellikle leke değişik renk tonlarındaysa, asimetrik ve kenarlarında düzensizlik mevcutsa, kanama, kaşıntı, kabuklanma veya üzerinde açık yara gibi bulgular varsa kişi muhakkak deri kanseri açısından bir dermatoloğa görünmelidir. Ayrıca kızıllar ve sarışınlar, renkli gözlü bireyler, ailede deri kanseri öyküsü olanlar, vücudunda 50’den fazla beni olan ve çocukluk çağında güneş yanığı öyküsü olanlar, deri kanseri gelişimi açısından daha riskli bireylerdir. Ancak tekrar belirtmek gerekirse deri kanserleri, cilt lekelerinin küçük bir kısmını oluşturur. Bunun ayrımını ise dermatoloğunuz yapacaktır.
Leke tedavisinde kullanılan yöntemler nelerdir?
Doğuştan, yaşla ve dış etkenlerle oluşan lekelerin tedavisi lekenin cinsine göre çeşitlilik gösterir. Hemen her tür lekenin tedavisi için kış ayları en ideal dönemdir.
- Öncelikle kişinin iyi bir güneşten koruyucu ürün kullanması gerekir. Güneş koyucular aslında leke oluşmasını azaltan veya oluşmuş lekenin artmasını engelleyen bir nevi koruyucu tedavi ajanlarıdır. Güneşten koruyucu seçerken cilt tipinize uygun ürünler seçmek gerekir. Örneğin kuru ise krem, yağlı ise losyon formunda bir ürün seçin! Yaz aylarında güneş ışınlarının en dik geldiği 11:00-15:00 arası olabildiğince güneşe çıkmamaya özen gösterin! Güneş koruyucunuzu dışarı çıkmadan en az 20-30 dk önce sürün! Leke oluşturma riskinden dolayı güneşe çıkmadan cildinize parfüm gibi alkollü ürünler sürmeyin! Güneş koruyucunuzu plajda 2 saatte bir, gündelik hayatta ise 4 saatte bir yenileyin!
- Oluşmuş lekelerde ise leke açıcı krem ve serumlar, kimyasal peelingler, dermaroller, PRP, mezoterapi, yüksek teknolojiye sahip lazerler ve ışık sistemleri olmak üzere birçok tedavi protokolü mevcuttur. Leke tedavisinde kişinin deri tipi, lekenin derinliği ve yaygınlığını saptamak ve kişiye özgü tedavi planlamak esastır. Bu tedaviler genel olarak açık tenlilerde ve derinin üst tabakasına yerleşmiş lekelerde daha başarılıdır.
Leke Açıcı Krem ve Serumlar: Hastaların evde de rahatlıkla uygulayabileceği ilk aşama tedavilerdir. Sıklıkla A vitamini, C vitamini, hidrokinon, kojik asit ya da arbutin gibi ürünler tercih edilir. Ancak bu tedaviler ile deride tahriş oluşabileceği bilinmeli ve dermatolog kontrolü altında uygulanmalıdır.
Kimyasal Peeling: Peeling işlemi, cildin özellikle güneş gibi dış faktörlerden dolayı hasar görmüş olan tabakasını yenilemek ve alttan yeni hücrelere yer açmak için uygulanan bir tazeleme işlemidir. Özellikle meyve asitleri ile yapılan peeling işlemi tüm cilt tiplerine uygulanabilir, hassasiyete neden olmaz. Ortalama 3 haftada 1 kez uygulanan bu işlem yaklaşık 10 dakika sürer. Hiçbir uyuşturmaya ihtiyaç olmadan, derinin üst tabakalarının temizlenmesini ve tazelenmesini sağlar. Cildi yeniler, pürüzsüz ve yumuşak bir cilt yapısı oluşturur. Ayrıca ciltteki renk farklılıklarını azaltır, kollajen yapısını güçlendirir ve cilde üst düzeyde nem kazandırır. Leke tedavisinde ortalama 4-6 seans önerilir.
Enzim peeling: ‘Cosmelan-Dermamelan Enzim Peeling Nedir?’ bölümünde detaylı anlatılmıştır. Bknz.
Dermaroller Tedavisi: Bir silindir üzerinde sıralanmış mikroiğneleri olan dermoroller tedavisi cilt lekelerinde kullandığımız bir diğer tedavi şeklidir. Kontrollü bir şekilde deride birçok küçük kanal açarak cildimizin yara iyileşme mekanizmasını harekete geçirir. Ayrıca leke açıcı krem ve serumların etkinliğini artırır.
PRP (Trombositler yönünden zenginleştirilmiş plazma): Kişiden alınan küçük miktardaki kanın özel bir tüpe alınarak santrifüj işlemine tabi tutulduktan sonra elde edilen trombositlerden zengin kısmın aynı kişiye enjeksiyon yolu ile geri verilme işlemidir. 3 hafta ara ile 3-4 seans uygulanan PRP işlemi cilde parlaklık verirken lekelerin azalmasını sağlar. Dermaroller ya da lazer tedavilerini takiben uygulanması ise daha başarılı sonuçlar verir.
Mezoterapi: Farklı özellikteki ürünlerin, deri içine enjekte edilmesi işlemidir. Leke tedavisinde leke açıcı özelliği olan maddeler 1-2 hafta ara ile 6-8 seans deri altına enjekte edilir. PRP ile dönüşümlü uygulanabilir.
Lazerler: Pigment ve kollajeni uyarma etkisi olan lazerler günümüzde en çok görülen çiller, doğum lekeleri, yaşlılık ve güneş lekeleri gibi birçok lekenin tedavisinde başarıyla kullanılmaktadır. Ancak her lazer leke tedavisinde etkili değildir. Özellikle Q- anahtarlı lazerler leke tedavisinde tercih edilir. Açık tenlilerdeki yüzeyel lekelerde daha başarılı sonuç verir. Cildin katmanlarında uzandıkları seviyeye göre yüzeysel lekeler için kısa sürede sonuç alınabilirken, derin lekeler için daha fazla seans uygulama yapılması gerekmektedir. Seans aralıkları 3-4 haftadır. Seans sayısı ise hastadan hastaya değişmekle beraber ortalama 2-6 seanstır.
Yoğun darbeli ışık sistemi (IPL, BBL): Ortalama 3-6 seansta yüz ve vücutta istenmeyen birçok leke, deriyi soymadan ve deriye tazelik vererek ışık sistemleri ile tedavi edilebilmektedir. Seanslar 3 hafta aralıklarla bronzlaşmamış tene uygulanmalıdır.