Pilosebase ünitenin kronik, inflamatuar bir hastalığı olan Akne vulgaris (AV), 12-24 yaşları arasındaki nüfusun yaklaşık %85’ini etkileyen en yaygın deri hastalığıdır. Genellikle sebase bezlerin yoğun olarak bulunduğu yüz, sırt, göğüs ve omuz bölgelerini etkilemektedir. Klinikte komedonlar, eritematöz papül, püstül, nodül ve nadiren kistler ile karakterizedir. Hayatı tehdit etmese de fiziksel ve psikolojik etkileriyle sosyal fobi ve depresyona yol açabilmektedir.
Hastalığın patogenezi multifaktöriyeldir. Akne gelişiminden sorumlu patofizyolojik faktörler dört ana başlık altında toplanmaktadır. Bunlar; anormal folliküler keratinizasyon, aşırı sebum üretimi, folliküllerde Propionibacterium acnes (P. acnes) kolonizasyonunun artışı ve inflamasyon oluşumudur.
Akne vulgaris kendini sınırlayan bir hastalık olmasına rağmen skar bırakabilmesi ve psikolojik sorunlara yol açabilmesi nedeniyle mutlaka tedavi edilmelidir. Hafif şiddette aknesi olanlarda topikal tedaviler genellikle yeterli iken, orta ve şiddetli lezyonu olan hastalarda topikal ve sistemik tedavilerin birlikte kullanımı tercih edilmelidir. Kişinin yaşı ve akne şiddetine göre tedaviye karar verilir. Tedavi etkinliği ortalama 6-8 haftada değerlendirilir. Tedaviden belirgin oranda fayda görülmemesi durumunda ise tedavi değişikliğine karar verilir.
Akne izleri ise özellikle nodülokistik aknesi olanlarda sık görülen bir kozmetik problemdir. Kişide önemli oranda psikolojik sorunlara yol açabilen akne izlerinin tedavisinde kimyasal peeling, dermaroller/dermapen, PRP, mezoterapi, somon DNA, çok çeşitli lazerler ve iğneli radyofrekans yöntemleri gibi birçok tedavi seçeneği mevcuttur. Bununla birlikte yapılan çalışmalarda en başarılı yöntem fraksiyonel lazerler olarak bildirilmiştir. Özellikle fraksiyonel lazerlerin PRP ile kombinasyonunun yara iyileşmesini hızlandırarak daha başarılı sonuçlara yol açtığı gösterilmiştir.
Uygulama sıklığı kimyasal peeling, dermaroller/dermapen, PRP için 3 hafta iken, fraksiyonel radyofrekans ve iğneli radyofrekans için 4 hafta olarak önerilmektedir. Uygulamaların özellikle kış aylarında yapılması ve skar derinliği ile genişliğine bağlı olarak 4-8 seans uygulanması önerilir. Uygulama sonrası akne izlerinde kızarıklık ve hafif derecede ödem olması normaldir. Özellikle koyu deri tipine sahip olanlarda ise 1-2 hafta sürebilen ciltte koyulaşma görülebilir. Uygulama sonrası bölgenin nemlendirilmesi ve güneşten korunması son derece önemlidir.